top of page
Search

Yapay Zeka ve İstihdam Çözümleri

Writer's picture: Burcu TümerBurcu Tümer


Uzun yıllardır hayatımızda olan yapay zeka teknolojileri, son kullanıcının hayatına dokunan uygulamalara entegre olmasıyla beraber popülerliğini artırmış ve tüm teknolojik gelişmelerde olduğu gibi bu durum bazı faydaları olduğu kadar endişeleri de beraberinde getirmiştir. Söz konusu endişelerin giderilmesi adına mevzuat çalışmaları hız kazanmış ve tüm merkeziyetsiz sistemlerin ihtiyacı olduğu gibi, yapay zeka alanında da küresel ölçekte kabul edilen kurallar bütününün oluşturulması adına hukuki düzenlemeler gündeme gelmiştir.


2024 yılına kadar küresel pazar payının 110 Milyar Amerikan Doları’nı aşması beklenen yapay zeka uygulamaları aslında 2016 senesinde itibaren yerel yönetimlerin radarında olan bir konudur. Nitekim, 2016 senesinden itibaren 60’dan fazla ülke tarafından yapay zeka strateji planı oluşturulmuştur. Bu kapsamda, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’anın öncü ülkeler arasında olduğu ifade edilebilse de, söz konusu ülkeler tarafından oluşturulan stratejilerin farklı yapay zeka uygulama alanlara odaklandığı gözlemlenmektedir. Örneğin, Rusya ve İsrail savunma sanayisi, Birleşik Krallık sanayiye, Japonya ise yaşlanan nüfusun sorunlarına çözümler üretmek üzere planlamalar yapmıştır.


Yapay zeka uygulamalarının hangi alanlarda kullanıldığına bakarsak, video oyunları, akıllı araçlar, sosyal puanlama, kayıp çocukların izinin sürülmesi, sistem otonomizasyonu, trafik uygulamaları, sermaye piyasası araçları, sanat, sağlık ve istihdam gibi farklı sektörlerde yapay zekanın temelini oluşturan veriden fayda ederek yenilikler yapmak üzere çeşitli uygulamaların olduğunu ifade edebiliriz.


Dolayısıyla, yapay zeka hukukunu ele alırken, yapay zekaya ilişkin olarak yayımlanan spesifik düzenlemeler haricinde, farklı sektörlerde kullanıldığı için sektör spesifik düzenlemelerin de göz önünde bulundurulması ve bu kapsamda, e-ticaret, sağlık, bankacılık, sürdürülebilirlik, insan hakları, fikri mülkiyet ve kişisel verilerin korunması gibi mevzuatların da değerlendirilmesinin önemli olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.


Günümüzde veriye dayalı olarak yeni bir ekonomi modeli inşa edildiğinden, söz konusu ekonominin istihdam açısından ne gibi faydaları ya da engelleri olacağı da farklı bir tartışma konusudur. Bu sebeple de, bu yazımızda yapay zeka teknolojilerinin istihdam sektöründe ne gibi kullanımları olduğuna ve hali hazırda yapay zekanın istihdam sektöründe kullanımına dair yapılan bölgesel ve ülkesel ölçekli düzenlemelere değineceğiz.

 

 Avrupa Birliği Açısından Değerlendirmeler


Bilindiği üzere, Avrupa Birliği (“AB”) düzenlemelerinin temelinde “Dijital Tek Pazar” oluşturma hedefi yatmaktadır. Bu kapsamda AB ölçeğinde ilk adım, 2010 tarihinde yayımlanan Avrupa 2020 Stratejisi ile olmuştur. Stratejinin temel önceliği, “bilgiye ve yeniliğe dayalı bir ekonomi geliştirerek akıllı büyüme”dir. AB’de oluşturulmak istenilen dijital tek pazarda müşteri aslında bir veri seti olarak görülmektedir. Söz konusu verilerin güvenliği çok önemli olduğundan, Siber Güvenlik Stratejisi (EU Cybersecurity Strategy[1]), Dijital Hizmetler Yasası ve Dijital Pazarlar Yasası (Digital Services Act, Digital Markets Act[2]) ve Veri Yönetim Yasası (Data Governance Act[3]) vasıtasıyla alınması gereken ek önlemler düzenlenmiştir.


AB’nin kuruluş amacının serbest rekabet ilkesine dayandığını göz önünde bulundurduğumuzda, AB nezdinde gerçekleştirilen bu çalışmaların yine aynı prensiple, bir diğer deyişle bölge çapında düzenlemeler yaparak ülkelerin rekabet açısından birbirlerine karşı bir avantaj ya da dezavantajla karşılaşmaması amacına hizmet ettiği ifade edilmelidir.


Nitekim, AB 2020 Strateji hedefleri arasında; AB vatandaşlarının mal ve hizmetlere erişiminin kolaylaştırılması, dijital ağların gelişebileceği ortamların yaratılması, dijital ekonominin büyüme potansiyelini artırmak ve veri ekonomisinin inşa edilmesi gibi konu başlıkları yer almaktadır. Veri ekonomisi inşa edilmesi hususu ele alınırken istihdam olanakları da değerlendirmeye alınmıştır. Şöyle ki, piyasadaki yapay zekaya ilişkin genel endişelerden birinin de istihdam olanaklarının azalacağı ve mevcut işlerin pek çoğunun yapay zeka ile yürütüleceği olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda AB düzenlemeleri açısından bu konuda çalışmalar yürütüldüğünün altı çizilmelidir. AB stratejisinin temel amacı “geride kimsenin bırakılmaması” prensibine dayandığından, bu kapsamda işçi-işveren açısından ne gibi farkındalıklar oluşturulabileceğine dair düzenlemelere de yer verilmiş ve 2018 senesinde Avrupa İçin Yeni Beceriler Ajandası, ek kılavuzlar da konuya ilişkin olarak yayımlanmıştır.


Horizon Avrupa[4] ve Dijital Avrupa[5] programları vasıtasıyla da Avrupa Komisyonu tarafından yapay zeka teknolojilerine yılda 1 Milyar Avro yatırılması, ek olarak ülke bazında yapılacak yatırımlarla yıllık yatırım rakamının 20 Milyar Avro’yu bulması beklendiğinden, yapay zeka teknolojilerinin mevzuat düzleminde de yer bulması önem arz etmektedir.


Bilindiği üzere, en son Haziran ayında Avrupa Parlamentosu, AB Yapay Zekâ Yasası[6] (EU AI Act) olarak bilinen düzenlemenin taslak metnini onaylamıştır. Nihai görüşmelerin önümüzdeki yılın başlarında tamamlanarak yasanın 2024 yılından itibaren yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Düzenlemede yapay zeka uygulamaları ”düşük riskli, sınırlı riskli, yüksek riskli ve kabul edilemez” olarak dört ana kategoride tanımlanmış olup, bu kategoriler, yapay zekanın kullanım alanına göre belirlenmiş ve şirketlere farklı seviyelerde önlemler alınması yükümlülüğü getirmiştir. Küresel ölçekte yapay zekayı konu alan ilk yasa olacağından, diğer ülkeler için de emsal teşkil edecek bu düzenlemede istihdam sektörüne ilişkin de sorumlulukların düzenlendiği görülmektedir.


AB Yapay Zeka Yasası’nı istihdam sektörü açısından değerlendirdiğimizde, istihdam ve çalışan ilişkilerinin yönetimi başlığının yüksek risk sınıfına dahil edildiği görülmektedir. Bu kapsamda, hem söz konusu yapay zeka teknolojisini kullanan şirketler hem de yapay zeka teknolojisini hayata geçiren şirketler açısından veriye erişim, veri analizi ve hem çalışana hem de çalışan adaylarına ilişkin şeffaflık gibi yükümlülükler getirilmiştir. Ek olarak, işverenlerin yapay zeka uygulamaları dolayısıyla ortaya çıkacak ayrımcılık içeren davranışlardan sorumlu olacağı ifade edilmiş ve dolayısıyla yapay zeka kullanılarak yapılan terfi, işe alım ve işten çıkarma gibi süreçlerden dolayı medeni hukuk kuralları kapsamındaki yükümlülüklerin de ihlali olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.


Amerika Birleşik Devletleri’nde Gelişmeler


New York Eyaleti’nin, yapay zeka alanında mevzuat düzenlemelerinde öncü olduğu görülmektedir. Çıkarılan Yasa[7] uyarınca, belirtilen kriterler sağlanmadığı sürece yapay zeka teknolojisi ya da işveren otomasyon karar mekanizmalarının (automated employment decision tools, “AEDT”) işe alım ve terfi süreçlerinde kullanımı yasaklanmıştır.


AEDT, bilgisayar destekli makine öğrenmesi, istatistik modellemesi, veri analizi veya yapay zekayı kullanarak işveren kararlarını etkileyen sistemler olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda, Yasa uyarınca işverenlerin AEDT kullanabilmeleri için aşağıdaki kriterleri yerine getirme zorunluluğu getirilmiştir;


  • Ilgili AEDT’nin kullanımı öncesinde ayrımcılığa ilişkin bir denetimin yapılmış olması,

  • Söz konusu denetim sonucunun internet sitesinde kamuya açık bir şekilde ilan edilmesi,

  • Çalışan adaylarının ve çalışanların değerlendirmeler aşamasında AEDT’nin kullanılacağına dair bilgilendirilmesi ve konuya ilişkin yönlendirmelerde bulunulması,

  • AEDT kullanımı dolayısıyla ne gibi verilere erişileceği, işleneceği ve veri imha politikası konularında internet sitesinde bilgilendirme metninin yer alması.


Aynı zamanda, çalışanlar ya da çalışan adayları tarafından işletilecek şikayet mekanizması, gereken destekleyici belgelerin neler olması gerektiği gibi konular da Yasa kapsamında ele alınmıştır. Söz konusu düzenlemenin, aslında 2021 senesinde ABD Eşit İstihdam Fırsatları Komisyonu (U.S. Equal Employment Opportunity Commission, “EEOC”) tarafından hazırlanan stratejiye[8] uygun olarak hazırlandığının da altının çizilmesi gerekmektedir. EEOC stratejisi kapsamında, yapay zeka uygulamalarının işverenler açısından yeni fırsatları getirmesine karşın ayrımcılığa yol açabilecek sonuçlar da doğurabileceği ifade edilmiş ve söz konusu teknolojilerin ne şekilde uygulama alanı bulabileceği, ne gibi kriterler getireceği konusunda da ifadelere yer verilmiştir. Bu çerçevede EEOC tarafından;

·   Işverenler nezdinde yapay zeka temelli karar mekanizmalarının uygulamaya konabilmesi adına algoritmik adaletin sağlanabilmesi için Teknik destek sağlanacağı,

·     Tespitlerde bulunulacağı,

·     Paydaşlarla fikir alışverişinde bulunulmak üzere toplantılar organize edileceği,

·     Uygulamaların hayat geçmesi, tasarımı ve işe alım süreçlerine etkilerine dair bilgilerin bir araya getirileceği ifade edilmiştir.


Video ile yapılan mülakatlar da yapay zekanın istihdam sektöründe uygulanmasına bir örnek olduğundan, 1 Ocak 2020 itibariyle İllinois Eyaleti’nde yürürlüğe giren Yapay Zeka Video Mülakat Yasası’na[9] (Artificial Intelligence Video Interview Act, “AIVIA”) atıfta bulunmakta fayda vardır.


AIVIA kapsamında, yukarıda ifade edilen düzenlemelere paralel bir şekilde, işverenler tarafından;

·        Yapay zeka teknolojisinin mülakat değerlendirmelerinde kullanılacağına dair çalışan adaylarının bilgilendirilmesi,

·     Söz konusu teknolojinin ne şekilde kullanılacağı, analizin ne şekilde gerçekleştirileceği gibi konulara ilişkin olarak çalışan adaylarına yazılı bir bilgilendirmede bulunulması,

·       Değerlendirme öncesinde çalışan adaylarından ön izin alınması

gerektiği düzenlenmiştir. Ek olarak, söz konusu video kayıtlarının zorunlu olmadıkça üçüncü partilerle paylaşılmaması ve 30 gün içerisinde video kayıtlarının imha edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.


Uluslararası İstihdam Örgütü (International Labor Organisation, « ILO ») Yaklaşımı


Yapay zekanın istihdam sektöründe kullanımı ve bu kapsamda yapılan mevzuat düzenlemelerinin hız kazanmasıyla beraber ILO nezdinde de Ağustos ayında bir rapor[10] yayımlanmıştır. Raporun, yapay zekanın istihdam sektöründe kullanımına dair genel endişe olan, istihdamın azalacak olması endişesine dair düzenlemeler içerdiği görülmektedir. Rapor kapsamında, yapay zeka kullanımının istihdamı baltalamayacağı ve fakat mevcut iş fırsatlarında değişikliklere sebep olabileceği, bazı otomasyonları beraberinde getireceğine atıfta bulunulmuştur.


Çalışanlar nezdinde ortaya çıkan bu büyük « işsiz kalma » endişesinin giderilmesi adına, küresel ölçekte yapılan bu çalışmanın çok önemli olduğunun altı çizilmelidir. Nitekim, Rapor’da yapay zeka uygulamalarının sosyoekonomik sonuçlarının söz konusu teknolojinin ne şekilde « yönetileceği » ile ilişkili olduğu ifade edilmiştir. Bu kapsamda, eşitlikçi ve adil bir yaklaşımın belirlenmesi adına politika ve prosedürlerin belirlenmesinin önemli olduğuna değinilmiş ve hukuki altyapının oluşturulması konusunda proaktif davranan ülkelerin ve şirketlerin yapay zekadan maksimum fayda sağlayabileceği belirtilmiştir.

 

Türkiye’de Yapay Zeka Hamleleri


2021 senesinde Türkiye de yapay zeka stratejisi olan ülkeler arasında yerini almıştır. 11'inci Kalkınma Planı ile 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 2021-2025[11], Türkiye'nin 2025 yılına kadar yapay zeka alanında yürüteceği çalışmalar için yol haritası niteliği taşımaktadır. “Dijital Türkiye” ve “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonları çerçevesinde belirlenen amaç ve tedbirler arasında, yapay zeka uzmanlarının yetiştirilmesi, girişimciliğin desteklenmesi, uluslararası işbirlikleri, iş gücü dönüşümü gibi stratejik öncelikler yer almaktadır.


Yine yukarıda ifade edilen istihdam endişenin giderilmesi ve yeni iş olanaklarının yaratılması adına, başta merkezî kamu kurumları olmak üzere; tüm kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve üniversitelerde yapay zeka alanında kurumsal yetkinlikleri geliştirmeye yönelik araştırmacı ve uygulayıcı istihdamının destekleneceği, eğitim içerikleri oluşturulacağı, yapay zeka becerilerinin geliştirilmesi için mesleki tanımların ve yeterliliklerin belirleneceği, lisans ve lisansüstü programların oluşturulacağı; dolayısıyla da 2025 itibariyle yapay zeka alanında istihdamın 50.000 kişiye çıkarılacağı ifade edilmiştir.


Genel Değerlendirme ve Sonuç


Web 3 teknolojilerinin uygulanmasında önemli bir bileşen olan yapay zeka uygulamalarının kullanım alanlarının artmasıyla beraber, istihdam alanında da pek çok girişimin olduğu ve ortaya çıkan endişeleri gidermek, teknolojik altyapının doğru sağlanması adına hukuki gereksinimleri belirlemek adına mevzuat çalışmalarının hız kazandığı görülmektedir.


Bu kapsamda, işveren nezdinde yapay zeka uygulamaları dolayısıyla ayrımcılığın önüne geçmek, çalışan aday verilerinin ne şekilde kullanılması gerektiğini belirlemek, politika ve prosedürleri oluşturmak, yaptırımları düzenlemek ve tüm bunlar haricinde yapay zeka teknolojileri dolayısıyla yeni istihdam fırsatlarının neler olabileceğine dair hem ülkesel hem de bölgesel çapta birbirini tamamlayıcı nitelikte düzenlemeler yapılmıştır. Bu sebeple de, uygulamaya konacak olan yapay zeka teknolojisinin hangi ülkede kullanım alanı bulacağı, paydaşların kimler olacağı değerlendirilirken eş zamanlı olarak da hem uygulayıcı konumunda olan şirketlerin hem de teknolojiyi hayata geçiren yazılım şirketlerinin sorumluluklarının neler olduğunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Söz konusu çalışma yapılırken, yurtdışında yapılan düzenlemelerden faydalanılması koruyucu hukuk kurallarının oluşturulmasında fayda sağlayacaktır.

 

Ekim 2023

Av. Burcu Tümer

TBL Legal


Bu makale, Adana Barosu Bilişim Komisyonu E-dergisi Ekim sayısında yayımlanmıştır.




5 views0 comments

Comments


bottom of page